Şirketler Parmak İzi İle Mesai Takibi Yapabilir Mi?

Günümüzde pek çok şirketin, personellerin iş yeri giriş-çıkış takibini parmak okutma veya yüz tarama olarak bilinen sistem ve yöntemlerle yaptığı bilinmektedir. Ancak pek çok işveren, bu yöntemle mesai takibi yapılmasının hukuki yönünü ve karşılarına çıkabilecek olan yaptırımlardan haberdar değildir. Bu yazımda, parmak izi (parmak okutma) ile yüz tarama sistemlerinin mesai takibi için kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunacağım.

PERSONELLERİN PARMAK İZİ VE YÜZ TARAMA VERİLERİNİ İŞLEMEK VE BU YÖNTEMLERLE MESAİ TAKİBİ YAPMAK HUKUKA UYGUN MUDUR?

Yüz görüntüleri veya daktiloskopik veriler gibi bir gerçek kişinin özgün bir şekilde teşhis edilmesini sağlayan veya teyit eden fiziksel, fizyolojik veya davranışsal özelliklerine ilişkin olarak spesifik teknik işlemeden kaynaklanan kişisel veriler biyometrik verilerdir.

Biyometrik veriler ise 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 6. Maddesinde Özel Nitelikli Kişisel Veriler arasında sayılmışlardır. Parmak izi tanıma, avuç içi tarama, yüz tanıma v.b. yöntemler biyometrik yöntemlerin kapsamında kalmaktadır. Peki işverenler bu yöntemleri kullanılarak personellerinin mesai takiplerini gerçekleştirebilirler mi? Gerçekleştirir iseler bunun bir yaptırımı var mıdır?

Anayasa Mahkemesi, 2018/11988 Numaralı bireysel başvuruya ilişkin olarak vermiş olduğu 10/03/2022 tarihli kararında özetle; parmak izi kayıt sistemi ile mesai takibi yapılması nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Yine bu doğrultuda Danıştay tarafından: personelin parmak izi tarama sistemi ile mesai kontrolünün yapılması durumunun, temel hak ve hürriyetler içerisinde sayılan özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında kişisel bilgi veya kişisel verilerin alınması kavramları içinde değerlendirilmesi gerektiği, mesai kontrol sisteminin şekli ve içeriği dikkate alındığında, sözü edilen uygulama ile amaçlanan yarar arasında orantılılık bulunmadığından bu uygulamanın anayasal ilke olan ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil  ettiği gerekçesiyle anayasal ilkelerle bağdaşmayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına karar verilmiştir. (Danıştay 5. Daire’sinin 2013/5342 E. 2013/9525 K. Sayılı 10.12.2013 Tarihli Kararı)

Görüldüğü üzere üst mahkemeler, biyometrik yöntemlerle mesai takibi yapılmasını ilke olarak hukuka aykırı kabul etmektedirler.

225.000,00-TL İDARİ PARA CEZASI

Önemle ifade etmek isterim ki; yukarıda belirttiğim mesai takip sistemlerinin kullanılabilmesi için personellerin biyometrik verilerinin işlenmesinin zorunlu olması, konunun 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında da değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır:

Karşı karşıya kalınabilecek olan idari yaptırımlar göz önüne alındığında meselenin bu yönü, şirketler ve işverenler için ayrı bir önem taşımaktadır. Şöyle ki; Kişisel Verileri Koruma Kurulu; hizmet binasına girişlerde kimlik tanıma amaçlı olarak el geometrisi terminali kullanan işverene tam 100.000,00-TL İdari para cezası uygulamıştır. (Kurulun 07/07/2022 Tarihli 2022/662 Sayılı Kararı)

Yine Kurul konuya ilişkin vermiş olduğu bir diğer kararında; spor salonu hizmeti sunan veri sorumlusunun, üyelerinin giriş-çıkış kontrolünü biyometrik veri işleyerek yapmasına ilişkin, biyometrik veri içeren bir sistemin tesis giriş ve çıkışlarında kullanılmasının Kanunun ölçülülük ilkesine aykırı olduğu kanaatine varılması nedeniyle 225.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir. (27/02/2020 Tarihli ve 2020/167 Sayılı Karar Özeti)

SONUÇ  VE DEĞERLENDİRME

Gerek Danıştay ve Anayasa Mahkemesi gerekse Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun kararlarından anlaşıldığı üzere; istisnai durumlar olmakla birlikte parmak izi okuma, yüz tarama gibi yani biyometrik yöntemlerle mesai takibi, giriş-çıkış veya kimlik kontrolü yapılması ilke olarak hukuka aykırı kabul edilmektedir. Bu kabulün sonucu olarak işvrenlerin; hem yüksek miktarda idari para cezaları ile karşı karşıya kalmaları, hem de işçilerinin mesai takibi için elde ettikleri kayıtları hukuki delil olarak kullanamamaları söz konusu olmaktadır. Bu nedenle, işverenlerce konuya hassasiyetle yaklaşılması, uzman yardımından faydalanılması ve iş süreçlerindeki hukuka aykırı uygulamalara derhal son verilmesi menfaatlerine olacaktır.

Avukat

Melih ÇELİK

Call Now Button0 (553) 979 08 87